Dünya edebiyatında rüya ve rüya yorumlarından kaynaklanan eserler, oldukça önemli bir yer tutar. Hemen hemen tüm inanışlarda rüyalar, bu rüyalarda çıkılan yolculuklar son derece önemlidir. Hatta islamiyette rüya, vahiy ve ilhamla eşanlamlı olarak düşünülmektedir.
Doğu olarak tanımlayabileceğimiz coğrafyaya ait ülkelerde de rüya ve metafizik rüya yolculukları ile ilgili önemli eserler yazılmıştır. Örneğin Hurufiliğin kurucusu Fazlullah-ı Esterabadi faaliyetlerinin çoğunu rüyalarının rehberliğinde gerçekleştirmiş, rüyalarını vahiy ve ilham olarak algılamıştır. Fazlullah’ın rüyalarının toplandığı Nevmname de Fazlullah’ın kendi öldürülme olayını haber veren rüyası bile yeralır.
İnsan rüyalarının ve rüyalarının tabiriyle ilgili hikayelerin yeraldığı eserlere doğu felsefesinde habname ve tabirname adı verilir. Rüyaların yorumuyla ilgili ilmin önce Hz. Adem e ve sonrasında da diğer peygamberlere verildiği kabul edilir. Örneğin Danyal peygamber bilinen ilk yorumcu peygamberdir ve Babil hükümdarı Nebukadnezar ın bir rüyasını yorumlamış ve karşılığında Babil hakimi olarak görevlendirilmiştir. Keza Yusuf peygamber de, kutsal kitaplara göre Mısır firavununun gördüğü bir rüyayı yorumlayarak, firavundan bazı makamlar ve imtiyazlar almıştır. Bütün dünyada rüya ve rüya yorumu bu kadar önemliyken, rüyaların inançlara, hayatlara ve ülke kaderlerine yön vermesi tabii ki kaçınılmazdır.
İran’da Sasaniler döneminde rüya yolculuğu konusunda Pehlevi dilinde yazılmış bir eser vardır ki, konuyla ilgili en temel eserlerden biridir ve kendisinden sonra yazılmış bazı eserlere de ilham vermiştir. Bu ilhamdan oldukça faydalanmış eserlerden biri de, batılı bilim adamlarının tüm karşı çıkmalarına rağmen, karşılaştırıldığında son derece benzediği inkar edilemeyen, bu konuda en önemli başyapıtlardan biri, dünyada İncilden sonra en çok okunduğu varsayılan, Dante’nin İlahi Komedya isimli eseridir.
Büyük İskender Mısır’dan sonra ordusuyla İran a gelerek, hükümdarı ve tüm devletin ileri gelen şahsiyetlerini öldürtür. Yaygın din olan Zerdüştlüğün neredeyse bütün kutsal yerlerini yakar yıktırır. Zerdüşt dininin köklerini kazımak ister adeta. İskender in ölümünden sonra İran’da ortalık karışır. Taht ve mevki kavgaları başlar. Din bir tarafa atılır. Bundan rahatsız olan, oldukça yara alan ve mensub kaybeden Zerdüşt dini inanırları, dinlerini yeniden toparlamak ve yaymak amacıyla kutlu Azerfernbağ ateşkedesinde (kutsal mabed) bir toplantı yaparlar. Amaçları tanrıdan yeni vahiyler alarak bir din seferberliği başlatmak ve halkı yeniden dine davet etmektir. Orada tanrı ve din konusunda daha az şüphede olan, bir anlamda dini bütün yedi kişi seçilir. Bu yedi seçkin kişi, oybirliği ile aralarından bir kişiyi, Ardaviraf ı “rüyada kutsal yolculuk” için seçerler. Ardaviraf, sağlam inançlı bir Zerdüşt azizidir. Dininin bütün emirlerini yerine getiren, tamamen dinine uygun yaşayan, yedi kız kardeşinin yedisiyle de dini gereği evlenmiş bir kutsal insandır. Bu yolculuğa seçilmesinin sebebi de budur.
Ardaviraf, olağanüstü ritüellerle bu kutsal yolculuğa hazırlanır. Yemekler yenir, şarap ve “meng” (!) adı verilen bir içki içilir. Ve Ardaviraf tertemiz bir yatakta, yanında 7 eşi ve seçkin din büyükleri olduğu halde 7 gün sürecek rüya yolculuğuna çıkar. Bu yolculuk boyunca Ardaviraf’a Tanrı Azer ve Suruş eşlik eder. Ona sırasıyla arafı, cenneti ve cehennemi gezdirirler. Son olarak da Ardaviraf’ı sonsuz aydınlıklar diyarına, Zerdüşt Tanrısı Ahura Mazda’nın kutsal mekanına ve kutsal ölümsüzlerin konseyine götürürler. Ahura Mazda Ona birtakım emir ve tavsiyelerde bulunur. 7 günün sonunda Ardaviraf’ın ruhu çıktığı yolculuktan geri döner ve yeniden bedenine girer. Uyanışın ardından büyük şenlikler yapılır ve Ardaviraf, rüya yolculuğunu mecliste hazır bulunanlara ve katiplere anlatır ve de yazdırır. Böylece Ardavirafname kaleme alınmış olur.
Ardavirafname başlıca üç bölümden ibarettir. Sırasıyla araf, cennet ve cehennem.
Araf, Ardaviraf’ın anlatımına göre dünyada yaşadıkları süre içinde günahları ve sevapları karşılaştırıldığında biribirine denk gelen insan ruhlarının yaşadığı yerdir. Cennet, temiz, aydınlık, huzur dolu bir yerdir ve dünyadaki makamlara göre orada da her kesimden insana ayrı mekanlar bulunmaktadır. Dünyada hangi sınıfa dahilse (hükümdarlar, azizler, din adamları, askerler, tüccarlar, çiftçiler gibi sınıflar) o sınıfın cennet mekanında ebedi hayatlarını süreceklerdir. 101 mini bölümden oluşan Ardavirafname’nin 84 bölümü cehenneme ayrılmıştır. Ardavirafname’nin en önemli bölümüdür. Cehennemde dünya hayatında Zerdüşt inancına göre yaşamamış insan ruhlarının maruz kalacağı muamele ve işkenceler, insan zihnini zorlayacak ürkünçlükte betimlenir. Öyle tasvir ve tarifler vardır ki, duyanların anında dinlerine sarılması işten bile değildir. Espri bir yana eserde betimlenen günahlar ve karşılığı cezalar, günahkarların yaptıklarıyla orantılıdır.
Ardavirafname’nin yazıldığı tarihten bin yıl kadar sonra yazılan İlahi Komedya, hem bazı batılı, hem de doğulu bilim insanları tarafından Ardavirafname’ye şaşırtıcı benzerliği açısından dikkat çekici bulunmaktadır. Ancak Avrupalı uzmanlar bu etkileşimi farklı coğrafyalarda kaleme alınmış olduğu argümanını öne sürerek ısrarla kabul etmemekte, fakat bunu söylerken, Arapların İran’ı işgali sırasında bazı İranlı Zerdüştlerin yanlarında kutsal eserleri ile birlikte Avrupa’nın çeşitli yerlerine göç ettiklerini, gittikleri yerlerde de inançlarını yayma çaba ve çalışmalarını görmezden gelmektedirler.
Çok eski zamanlardan beri Ardavirafname’nin Dante’nin İlahi Komedyası ile karşılaştırılma eğilimi vardır. Dante orijinal adı Komedya olan eserini yazarken birtakım Yahudi, İran ve Arap kaynaklarından yararlanmıştır gibi bir kanaat hep olmuştur. Yazılışından üç asır sonra, içerdiği göksel güzellikler ve tanrısal ögeler yüzünden 1555 de ki Venedik baskısında adına “İlahi” kelimesi ilave edilmiştir. Dante mektuplarında eserinden “ilahi şiir” diye bahseder. Dante eserini tahminen 1307 de yazmaya başlamış, 1321 de, yani ölümünden kısa bir süre önce bitirmiştir. İlahi Komedya’nın İtalyan edebiyatında çok önemli bir yeri vardır. Hatta denebilir ki, tüm batı edebiyatının en önemli eserlerinden biridir.
Rüyada çıkılan metafizik yolculukların son örneklerinden biri olan İlahi Komedya ve Ardavirafname’nin aktardıkları arasında son derece şaşırtıcı benzerlikler olması, bu iki eserin biribiriyle ilişkili olduğu fikrini uyandırır. Ancak, bu “anlamlı” benzerliklere rağmen eldeki veriler Dante’nin Ardavirafname’den doğrudan etkilendiği ve bu iki ayrı rüyanın kaynağının aynı olduğu konusunda kesin yargı sahibi olmayı yeterli kılmaz….
Nuran Nora Aydınlar